beni eve bırakır mısın?

Kullanım örnekleri

beni eve bırakır mısın?
can you bring me home?
icon arrow

can

Phonetic: "/ˈkæn/"

Part Of Speech: verb


Definition: (auxiliary verb, defective) To know how to; to be able to.

Example: She can speak English, French, and German.   I can play football.   Can you remember your fifth birthday?


Definition: (modal auxiliary verb, defective) May; to be permitted or enabled to.

Example: You can go outside and play when you're finished with your homework.   Can I use your pen?


Definition: (modal auxiliary verb, defective) To have the potential to; be possible.

Example: Animals can experience emotions.


Definition: (auxiliary verb, defective) Used with verbs of perception.

Example: Can you hear that?.


Definition: To know.

icon arrow

you

Phonetic: "/jʉː/"

Part Of Speech: verb


Definition: To address (a person) using the pronoun you (in the past, especially to use you rather than thou, when you was considered more formal).

icon arrow

you

Phonetic: "/jʉː/"

Part Of Speech: pronoun


Definition: (object pronoun) The people spoken, or written to, as an object.

Example: Both of you should get ready now.


Definition: (reflexive pronoun) (To) yourselves, (to) yourself.


Definition: (object pronoun) The person spoken to or written to, as an object. (Replacing thee; originally as a mark of respect.)


Definition: (subject pronoun) The people spoken to or written to, as a subject. (Replacing ye.)

Example: You are all supposed to do as I tell you.


Definition: (subject pronoun) The person spoken to or written to, as a subject. (Originally as a mark of respect.)


Definition: (indefinite personal pronoun) Anyone, one; an unspecified individual or group of individuals (as subject or object).

icon arrow

bring

Phonetic: "/ˈbɹɪŋ/"

Part Of Speech: verb


Definition: (ditransitive) To transport toward somebody/somewhere.

Example: Waiter, please bring me a single malt whiskey.


Definition: To supply or contribute.

Example: The new company director brought a fresh perspective on sales and marketing.


Definition: To occasion or bring about.

Example: The controversial TV broadcast brought a storm of complaints.


Definition: To raise (a lawsuit, charges, etc.) against somebody.


Definition: To persuade; to induce; to draw; to lead; to guide.


Definition: To produce in exchange; to sell for; to fetch.

Example: What does coal bring per ton?


Definition: To pitch, often referring to a particularly hard thrown fastball.

Example: The closer Jones can really bring it.

icon arrow

me

Part Of Speech: pronoun


Definition: As the direct object of a verb.

Example: Can you hear me?


Definition: Myself; as a reflexive direct object of a verb.


Definition: As the object of a preposition.

Example: Come with me.


Definition: As the indirect object of a verb.

Example: He gave me this.


Definition: Myself; as a reflexive indirect object of a verb; the ethical dative.


Definition: As the complement of the copula (be or is).

Example: It wasn't me.


Definition: (with and) As the subject of a verb.

Example: Me and my friends played a game.


Definition: (not with and) As the subject of a verb.

Web Türkçe-İngilizce Çevirmen

İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.

Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.Çevirinin anadilde gerçek anlamda ses çıkarabilmesi için dilsel doğruluğun yanı sıra kültürel özellikler ve bilginin de sağlanması esastır. Bu yüzden dilin nüanslarını bilen İngiltere'den tercümanlarla çalışıyoruz. Türkçe ve İngilizce tercümanlarımız, çeviride hiçbir şeyin kaybolmamasını sağlamak için sorularınızı yanıtlamak ve açıklamalar sağlamak için her zaman hazırdır. Tercümanımızın rekor sürede doğru çeviriler sunabilmesinden ve bunun hızlı, güvenli ve tamamen ücretsiz olmasından gurur duyuyoruz! Kullanıcılarımızı önemsiyoruz.